Demirören Medya’da çalışan bir emekçi hamile kalmasının üzerine işten çıkarıldı. Holdingin patronu Meltem Demirören’e seslenen emekçi ‘İş bulamayacağım bilinerek acımasızca işten atıldım’ ifadeleriyle tepki gösterdi.
Demirören Medya’nın finans departmanında çalışan kadın işçi, hamile kaldığının öğrenilmesi üzerine yöneticilerinin istifa baskısına maruz bırakılmıştı. İstifa etmemekte direnmesine rağmen emekçi işten çıkarıldı.
Yaşadıklarını Patronların Ensesindeyiz’e bildiren kadın işçi, Demirören Medya’nın patronu Meltem Demirören’e seslendi. İçinde bulunduğu zorlu koşullara dikkat çeken işçi, “Eski patronum olan Meltem Demirören’e buradan sormak istiyorum; bir kadın olarak sistemde var olabilmek için bu kadar aşağılanmama ya da iş bulamayacağım bilinerek acımasızca işten atılmama gerek var mıydı?” ifadeleriyle tepki gösterdi.
İşten çıkarılma sebebinizin hamilelik olduğunu belirtmiştiniz, süreç nasıl ilerledi? İlk öğrendiğiniz zaman iş yeri ile aranızda neler yaşandı?
İşe girdikten iki ay sonra kadın doğum uzmanına gittim, çünkü bu alanla ilgili problemlerim olduğu için en az yılda bir kez kontrol amaçlı giderim. İşe gireli iki ay olmuştu. Hamilelikten şüphelendim ve doktora gittim, bana erken menopoz başlangıcı olduğu söylendi. Yumurta seviyelerimin çok düşük olduğu, normal yolla çocuk sahibi olmamın çok zor bir ihtimal olduğu ve mutlaka yumurtalarımı dondurmam gerektiği söylendi. 33 yaşındaydım ve böyle bir durumu kabullenmek kolay değildi. Erken menopoza hazır değildim. Çocuğumun kendi tercihimle olmadığını düşünüyordum fakat durum böyle değilmiş.
Bu aralıkta iş yerinin en yoğun dönemi olan bütçe dönemi gelmişti. Yumurta dondurmak denilen sürecin 15 günlük bir hormon tedavi süreci olduğunu ve bu süreçte 2-3 günde bir doktora gitmem gerektiğini öğrendim. İşlerimiz de çok yoğun olduğu için, yoğunluk bitene kadar bunu ertelemeyi ve bu şekilde en azından sürecin psikolojik tarafına da hazırlanabileceğimi düşündüm. Tüm bunları direktörümle de konuştum.
Sonrasında iki ay boyunca hafta sonları dâhil gece gündüz çalıştık. Hatta CFO’muz tarafından hafta sonlarına plan yapmamamız söylendi. Bu süreç biraz hafiflediğinde tekrar doktor sürecim başladı ki orada da 9 haftalık hamile olduğumu öğrendim. Erken menopoz teşhisi konan ve hamileliği tespit eden doktorum bile “normal şartlarda olmaması lazım, mucize gibi bir şey” dediği durumda, eşimle çocuğumuzu hayata getirmeye karar verdik. Haberi verdiğimde direktörüm çok sevinmişti. Doğum iznime tam zamanında çıkarsam sonraki senenin bütçe sürecine yetişiyordum ve bunu da onlara söyledim. Bana sorun olmadığını, bir şekilde halledileceğini söylediler. Onlara bir söz vermiştim ve zorda kalmamaları için iznimi tam vaktinde kullanacağımı hatta izin sürecinde de evden destek olmamın benim için sorun olmayacağını söyledim ve anlaştık. Ta ki iş yoğunlukları tamamen bitip, bütçe süreci tamamlanana kadar.
Sanırım buradan sonrası işin renginin değiştiği kısım. Yöneticilerin size yönelik söylemlerinde ne gibi değişiklikler oldu? Bu değişikliklerin altında yatanın ne olduğunu düşünüyorsun?
Süreç tamamlanmaya yakın, direktörümün ve Kanal D bütçe müdürünün benim asla söylemediğim ve yapmadığım şeyleri CFO’ya ilettiklerini duydum. Hamilelik haberinden önce müdür olacağımı ve maaşıma zam olacağını belirten direktörümün bu konuşmaları bıçak gibi kesilmişti. Zaten hamile kalan her kadın bilir bu durumu. Hamile kalma olasılığı hesaplanıp unvan verilmez ya da dönene kadar unvan verilmez.
Hamileliğinizin yaptığınız iş ile bir alakası yoktur aslında, hep yaptığınızı yaparsınız ama süreçler böyle işlemez. Benim sürecim de böyle olacak sandım. Zammım düşük olacak ve seneye de onların istediği verimde gece gündüz çalışmadıkça müdür olamayacaktım. Bu genel kabul görmüş bir kural gibi artık. Anne olmak istiyorsan kariyer zor, kariyer planın varsa da çocuk yapmaman lazım.
Ben sürece böyle bakmıyorum. Kadınlar da tıpkı erkekler gibi her alanda var olabilirler, olmalılar. Benim bu hayatta tek amacım çocuk yapmak da olamaz kariyer de olamaz. Hamileliğimi utana sıkıla söylerken tek ricam kariyerimi yakmamalarıydı. Ekibimizde eşi hamile olan bir arkadaşımız daha vardı. Herkes onun için sevinirken ben yüksek sesle beyan bile edemedim. Erkek olup çocuk sahibi olmak ve kadın olup çocuk sahibi olmak bu kadar farklı süreçler olmamalı. Kadın hamile kaldığında, iş yeri olarak ondan alınacak verim hesaplanıyor. Peki neden babalardan hesaplanmıyor? Bu neden iki kişilik bir süreç değil?
Aslında planlı veya plansız olmasının hiçbir önemi olmamasına rağmen çocuğumu planlı bir şekilde yaptığımı söylediler. Plan nedir biliyor musunuz? Türkiye koşullarında tek maaşla kirada oturan birinin çocuk yapması değildir. Plan dava açamaması için 6 ayının dolmasına bir gün kala yapılan istifa baskısıdır ya da tüm işleri yaptırıp, süreci tamamlatıp, sonrasında da hemen işten çıkarmaktır.
İşten çıkışının yapıldığı gün ofise gitmiştin. Performansının da işten çıkarılman için gerekçe gösterildiğini ifade etmiştin. Orada nelerle karşılaştın? Ekipten ve yöneticilerinden ne gibi tepkiler aldın?
İşe gittiğim son gün CFO ile konuştum ve bana “yılsonlarında olağan bunlar, performans değerlendirmesi yapıldı” şeklinde bir açıklama yapmaya çalıştı. Konunun performans değil hamileliğim olduğu, direktör tarafından açıkça ifade edildiğini belirttiğimde de hamileliğimi ön plana çıkarmaya çalıştığımı beyan etti. Bunu söyleyen kişi iki çocuk babası bir insan. “Korunmasız seks yapmayacaktın” diyen direktörümün üstüne bir de bunu işittim.
Tüm bunların üstüne, sanki her şey çok doğal ilerliyormuş gibi, direktörüm karşımda makyajını tamamladıktan sonra, gerilmeye gerek olmadığını, çarşamba değil de neden pazartesi günü işten çıkmadığımı sordu. İşlemler için, ofiste saatlerce İK’yı bekledim ve iş arkadaşlarımdan bir kişi hariç kimse benimle konuşmadı, hatta günaydın bile demediler. Ben ağlayarak şirketten çıktığımda herkes toplanmış ve kendi aralarında gülüşüp, kahkaha atıyorlardı. Tabii ki ben işten ayrıldığım için hayat durmayacak fakat tüm süreçler boyunca şunu sorguladım; Ben insan olarak hiç saygıyı hak etmiyor muydum? Çocuğumun ve kendi haklarım için dik durmaya çalışan bir kadın olarak, tüm bunları yaşamama gerek var mıydı?
‘İş bulamayacağım bilinerek acımasızca işten atıldım’
Eski patronum olan Meltem Demirören’e buradan sormak istiyorum; bir kadın olarak sistemde var olabilmek için bu kadar aşağılanmama ya da iş bulamayacağım bilinerek acımasızca işten atılmama gerek var mıydı? Benim hukuki sürecim başladı, ilerliyor ama bu yaşadıklarımdan sonra kendime bir söz verdim; Bir kadın olarak kimse bana bu şekilde davranamaz ve bu durumda olan tüm kadınlara gücümün yettiği son yere kadar destek olacağım.
Demirören’de ilk olay değil
Demirören Medya’da bu yaşananlar ne ilk ne de son olacağı belli. 2022’de Demirören Haber Ajansı’nın Samsun bürosunda telifli gazeteci Zeynep Irmak Öcal’ın iş akdi çocuğu olması üzerine sonlandırıldı.
Bir başka olay ise 2020’de gerçekleşiyor. Demirören Medya’da güvenlik görevlisi olarak çalışan Zeynep Tüzer, yönetim katında “pis ayakkabılarıyla halıyı kirlettiği” gerekçesiyle şikâyet edilmesi üzerine işten atıldı.