Banka patronları boğaz kenarında sabah sporlarını yaparken, banka emekçileri evde kalamıyor, risk altında çalışmaya devam ediyor. Akbank’ta Tepe Savunma ve Güvenlik’e bağlı taşeron olarak Esentepe şubede çalışan bir banka emekçisi salgın sebebiyle yaşamını yitirmiş ve bu bankalardan gelen tek kayıp haberi olmamıştı.
Tepe Savunma ve Güvenlik’e bağlı olarak Akbank, HSBC, ING, Odeabank ve Ziraat Bankası şubelerinde yüzlerce emekçi şubelerde çalışıyor. Akbank’ta şubede çalışan taşeron güvenlik görevlisi bir emekçi Patronların Ensesindeyiz Ağı’na çalışma şartlarını ve şubede yaşadıklarını anlattı.
Çalışma şartlarınız nasıl ve salgında nasıl değişti? Size yeterli ekipman veriliyor mu?
Çalışma şartlarımız müşterinin sandığı gibi 09:00-17:00 arası değildir. Bankada biz sabah 08:30’da oluruz. Ama bu yarım saatlik mesaiyi taşeron güvenlik olduğumuz için işveren bizden esirger. Saat 17:00 sonrası fazla mesai işlemeye başlamaz bankalarda, mesai bizim için 18.30’da biter, kadro olanların aksine. Yani bankada parası çalınmasın diye beklediğimiz patron yarım saatlerimizi kırpıyor. Salgında önce normal mesai saatinde çalıştık ama bir süre sonra TBB (Türkiye Bankalar Birliği) tavsiyesi üzerine bizim özel banka mesaiyi 12:00-17:00 olarak değiştirdi. Ekipman konusunda sıkıntı yaşamadım, bu konuda en azından bizi kendi personeliyle eşit şartta tuttular ilk defa. Buna şaşırdım.
Böyle bir ortamda hastalanan ya da kronik rahatsızlığı olan şube çalışanları için durum nedir?
Ben kendi şubemde koronavirüs bulgusu olan personele denk gelmedim çok şükür ama bu bankanın bir şubesinde bir emekçi güvenlik kardeşimiz maalesef virüsten dolayı hayatından oldu. Bir iki yurttaş ise 14 gün rapor aldı, virüs kaptı onlar da. Şubeleri kapatıldı geçici süre tabii. Kronik rahatsızlığı olanlara idari izin de verilebiliyor. İdari izinden sonra çalıştırılanı da var, raporlu olan da var. Kronik hastalığı olup uzun süre çalışan da var. Standardı yok yani, haksızlık had safhada bu bankada. Sözleşmede sabit güvenlik yazmasına rağmen idari izinli saymamak adına Tepe Savunma ve Güvenlik tarafından başka şubelere gönderilen de oluyor mesela.
Salgın nedeniyle riskli görülen ya da hastalanan bir çalışanın olduğu şubelerde nasıl bir uygulama var?
Salgın riski görülen şubeyi derhal kapatıyorlar. Aman müşteri duymasın düşüncesiyle gizlenmek isteniyor prestij sebepleriyle. İnsani değerleri hiçe sayan bir kâr güdüsü hakim bu bankada. Zaten servis personeli, yani şube çaycısı ile biz taşeron güvenlikler, şube çalışanları gibi ikramiye almayız yılın belirli aralıklarında. Şube personeliyle eşit olduğumuz tek hak, virüs ekipmanları oldu.
Akbank’taki diğer çalışanlarla aranızda uygulama farkları var mı?
Evet var. Banka kadro personeli yani okumuş insanlar haklı olarak alsınlar ikramiye. Yalnız ben ve çaycı personel bankaya hizmet etmiyor muyuz? Oturma masası, sandalyesi bile bu bankada reva görülüyor. Şube çalışma konseptinde güvenlik görevlisine artık eski düzen gibi veya diğer bankalar gibi bir oturma alanı yok. Hepimizde mesleki hastalıklar başladı bel spazmı, sırt ağrısı gibi. Banka idare amirlerinin mobbinginden ötürü sinirsel hastalıklar da baş gösteriyor. Araç kullanırken, sinyal verirken bile yanımda oturanın gözlerinin içine bakıyorum, önce onay alıyorum.
Talepleriniz nelerdir?
Talebim şubelerinde çalışan güvenlikleri kâr amaçlı yatırım olarak görmesinler. Haklarını versinler. Taşeron da devam etmek istemiyoruz. Nefes alsın yeter, “aman güvenlik değil mi, dikilsin ayakta” denmesin, diğer bankalardaki gibi bir masa, sandalye verilsin. Personelleri ikramiye alırken aynı bankaya çalışan güvenlik ve çaycıya da kısmi ödeme yapılsın. Orada iki başlı çalışma hiyerarşisi olmasın. Çünkü bu bankanın sahibi olan ailenin madem iki lira kâr ettiğinden haberi var; hakkımızı arayacağımızdan da haberi olsun.