Soma’da, vardiya değişimi sırasında çıkan yangının ardından galerilerin dumanla dolmasıyla başlayan maden faciasında 301 işçinin katledilmesinin üzerinden 8 yıl geçti.
Bu süre zarfında 301 işçinin katledildiği Soma madeninin patronu tahliye edildi. Bununla kalınmadı, patrona maden ocağı işletme yetkisi geri verildi.
Soma’da madenciler, ocakta yeterli güvenlik önlemi alınmadığı için öldüler. Çünkü önlemler madeni işleten aile için maliyet kalemiydi. Harcanmaya değer görülmedi.
Dönemin Çalışma Bakanı bu ocağı örnek gösterip methiyeler düzmüştü. Dönemin başbakanı Erdoğan ise bu “örnek” maden ocağında yaşanan katliamı “fıtrat-kader” diye açıklamıştı.
Mahkeme kararı Erdoğan’ı teyit etti ve yargı, bu katliam için “kader” dedi.
Bu düzen, patron düzenidir ve adaleti budur.
Bu düzende çalışma koşulları ve işçi güvenliği için örnek gösterilen bir işyerinde her an yüzlerce işçi can verebilir, yaşanan kader olarak nitelenebilir, mahkeme bunu teyit edebilir.
Çünkü bu düzen, suç işleseler bile sadece patronların çıkarını korumaktadır.
Şimdi 301 madencinin katili aramızda elini kolunu sallayarak dolaşıyor.
Maden faciasının 8. yılında öfkemiz halen dünkü gibi taze.
Kabul etmeyeceğiz. Adaletsizlik bu düzenin kendisidir. Yaşam hakkı için bu düzeni değiştireceğiz. Soma’nın hesabını mutlaka soracağız.
