Her sene sonu emekçilerin ve sermaye grubunun bir numaralı gündemi asgari ücret zamları oluyor. Emekçiler bir sonraki sene geçinecekleri ücrete dair zammı merak ve endişeyle beklerlerken; sermaye grubu daha ne kadar kâr edeceklerinin hesabını yapmak için zam oranlarını planlıyor.
Yüksek enflasyon ve döviz kurları karşısında her geçen gün alım gücü düşen işçiler ocak maaşlarını alamadan yeni zamlarla karşılaşıyor ve eriyen maaşları karşısında karanlık bir tablo ile karşılaşıyor.
Yoksulluğun ve sömürünün en çok hissedildiği meslekleri barındıran iletişim sektörü, ağır çalışma koşulları ve düşük ücret karşısında can çekişiyor.
Hemen hemen bütün mesleklerde olduğu gibi iletişim sektöründe de maaşlar patronlar tarafından ortak karar altına alınmışçasına ortalama ücret düzeyindedir. İletişim sektöründe çalışan emekçilerin bir kısmının maaşı ise asgari ücret seviyesinde kalmaktadır. Bu nedenle asgari ücret zam gündemi geçim sorunu yaşayan emekçilerin birinci gündemi oluyor.
İletişim sektörü emekçileri asgari ücret gündemine dair görüşlerini bildirerek yoğun ekonomik kriz karşısında yaşadıklarını dile getirdi.
Yüksek Sömürü, Düşük Ücret
“Sektörde yaygınlaşmış ve kronikleşmiş bir ücret politikası var. Patronlar bizlere emeklerimiz karşılığında çok yakın ücretler veriyor. Maaşı bir diğerinden iyi olan firmaların başka sorunları olabiliyor; ya yan haklar verilmiyor ya da iş yoğunluğu fazla oluyor. Bu nedenle bizler işyerinden memnun olmasak da daha kötü ya da benzer koşullarda olan alternatifi tercih etmekten kaçınıyoruz.”
Etkileşim Rekabeti, Baskı ve Mobbinge Neden Oluyor
“İletişim sektörünün en önemli kazancını evrensel bir dilde ‘etkileşim’ olarak tanımlamak mümkün. İnternet ve hız, gündelik hayatta birçok kolaylık sağlasa da çalıştığımız alanda bir baskı unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Patron, markasının pasta diliminden büyük payı alabilmesi için içeriğin hızlı ve nitelikli bir şekilde üretilmesini istiyor. Bu üretim şekli bizim üzerimizde baskı oluştururken patron ya da yöneticinin mobbingine de maruz kalıyoruz.”
Güvencesiz Çalışma Koşulları
“Kimi zaman yasal boşlukların fırsat bilinmesi kimi zaman da staj adı altında güvencesiz çalışma ortamı yine bizim sektörümüzde yaygın bir durum. Sigortanın geç başlatılması, stajyer çalışanların sigortalarının hiç yapılmaması ya da tam çalışmasına rağmen yarı zamanlı gösterilmesi gibi sorunlarla karşılaşıyoruz. Ayrıca bir başka zorlu koşul olan serbest yani freelancer çalışılan dönemlerde ise yasalar çok fazla boşluk bırakıyor. Eğer işçinin iyi düzeyde bir iş kanunu ve iş sözleşmesi bilgisi yoksa emeğinin sömürülmesi kaçınılmaz oluyor.”
Asgari Maaşla Geçim Derdi
“Özellikle büyükşehirlerde yüksek enflasyon karşısında artan gıda ve kira fiyatları yaşam koşullarımızı derinden etkiliyor. Hayat pahalılığının giderek arttığı bu dönemde, asgari ücret seviyesinde kalan maaşlarımız insanca yaşam için yeterli olmuyor. Emeğimizin karşılığı olan iyi bir ücret, güvenceli çalışma koşulları ve yan haklarımızı istiyoruz.”
Biz, Patronların Ensesindeyiz İletişim Emekçileri Dayanışma Ağı olarak, emekçiler karşısında patronların birlikte hareket ederek hayatlarımızı etkileyecek bir ücret belirlemesini kabul etmiyoruz.
Bizlerin emeklerini sömürüp zenginliklerine zenginlik katan patronlara karşı; Patronların Ensesindeyiz İletişim Emekçileri Dayanışma Ağı’nda bir araya gelerek mücadelemizi büyütüyoruz.
Patronların Ensesindeyiz İletişim Emekçileri Dayanışma Ağı