Patronların Ensesindeyiz İletişim Emekçileri Dayanışma Ağı, gazeteciler, araştırmacılar, hukukçular ve iletişimcilerle bir araya gelerek “Sansür Yasası” olarak bilinen düzenlemeyi konuştu.
Patronların Ensesindeyiz İletişim Emekçileri Dayanışma Ağı kamuoyunda “Dezenformasyon Yasası” olarak bilinen düzenlemeyle, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 217/A maddesine ekleme yapılarak, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu ve bu suçu işleyenlerin 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasının öngörüldüğü, 18 Ekim 2022 yılında yürürlüğe giren yasaya karşı X sohbet odasında birçok araştırmacı, gazeteci, avukat ve iletişimci ile bir araya geldi.
Sohbet odasına gazeteci Ozan Gündoğdu, Sinan Aygül, Kenan Şener, İsmail Arı, Cengiz Erdinç, Kıvanç El, Yiğit Günay, Ruşen Takva, Canan Kaya, avukat Gökhan Tekşen, enerji-iklim uzmanı Önder Algedik, PE İletişim Emekçileri Dayanışma Ağı adına Murathan Demircioğlu ve İletişim Emekçileri Dayanışma Ağı Avukatı Nilda Baltalı konuşmacı olarak katıldı.
Ayrıca geçtiğimiz günlerde yaptığı haberler gerekçe gösterilerek Dezenformasyon Yasası’yla tutuklanmasının ardından tahliye edilen gazeteci-yazar Tolga Şardan da yayına davet edildi. Şardan, yayına bir mesaj göndererek teşekkürlerini iletti.
‘Dezenformasyon Yasasıyla Basına Baskı’ başlığıyla bir araya gelen iletişim emekçileri adına söz alan Murathan Demircioğlu halkın haber alma hakkının önüne geçmenin hedeflendiğini işaret ederek “Muhalefetteki partiler bu yasayla mücadelede basiretsiz kalmıştır. Sansür yasası başlı başına kavga edeceğimiz alanlardan birisi. Bu yasayla ancak örgütlü ve taraflı olarak mücadele edebiliriz” dedi.
Erdinç: “Gözaltında sorulan sorular kaynağıma ulaşmaya yönelikti”
Geçtiğimiz günlerde gözaltına alınıp serbest bırakılan ve bir gece nerede olduğu avukatlarına dahi söylemeyen gazeteci Cengiz Erdinç de katılımcılardan biriydi. Erdinç, önce kendi sürecini anlatarak, yasanın nasıl gazeteciler üzerinde sopaya dönüştürülmek istendiğini anlattı. Gözaltındayken kendisine sorulan sorularda özellikle kaynaklarına ulaşmak ve ifşa etmeye dayanan bir tutum sergilendiğini de söyledi. Dayanışma mesajlarına teşekkür eden Erdinç günümüzde yargı sopasının dışında basının boğuştuğu bir diğer soruna da işaret etti:
“En büyük problem gazete satıldığı dönemde olduğu gibi medyanın okurları tarafından finanse edilmemesi. İşin araştırmacı gazetecilik kısmı finanse edilmediği için toplumun bilgi alma hakkında eksiklik oluşmaktadır.”
soL Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Günay, dezenformasyon kavramının dünyadaki konumuna değindi ve şu anki haliyle bu konseptin batılı ülkelerin medya tekelinin kırılmasından sonra çıktığını örnekleriyle anlattı. Günay, burada esas olarak sansür mekanizmalarıyla değil, haberlerin dağıtım kanallarını kısıtlanması ve haber kaynaklarının inandırıcılığına saldırmasına dikkat çekti.
“Büyük tehlike enformasyon ve propaganda savaşı. Türkiye’de ki basın sorunlarının en büyüğü bizim sektörün ekonomi politiği. Yayınların gelir kaynakları çok kırılgan, reklamları şirketler istedikleri gibi kesiyorlar. Gerçeği dile getirmede sansürden ziyade ekonomik olarak ayakta kalma mücadelesi var gazetelerin.”
‘Bu yasaya karşı örgütlü olmalıyız’
‘Sansür Yasası’na karşı örgütlenmenin ve bu meselenin tüm toplumun meselesi olduğunun vurgulandığı etkinlikte gazeteciler şunları söyledi:
Avukat Gökhan Tekşen: “Beklediğimiz, anayasaya aykırılığın tesciliydi ama bir yargı darbesi oldu. Bu kavganın artık hukukla alakası kalmadığını, başka bir rejimin provasının yapıldığını düşünüyorum. Bu yasa sadece gazetecilerin değil toplumun bir meselesidir.”
Gazeteci Kenan Şener: “Bu yasa maddesi nedeniyle herhangi bir meslektaşım bir ceza alırsa ben de aynı yazıyı yazacağım. Onun ceza aldığı yazıyı aynı olduğu şekilde yayımlayacağım. Bundan sonra yapılması gereken en önemli şey birlikteliğimizi koruyup devam ettirmek.”
Enerji ve İklim Uzmanı Önder Algedik: “Biz bu kanunu durdurabiliriz. Toplumsallaşmamız lazım. Daha önce birçok kararı bu şekilde aldık. Bilginin toplumsallaşmasını sağlamamız lazım.”
Gazeteci Ozan Gündoğdu: “2010’lardan sonra medya değişmeye başladı yeni medyanın çıkmasıyla medya tekelleşti. Sadece gazetecilerin değil 85 milyonun dezenformasyon suçu işleyeceğini iddia edecek bir yasa hazırlıyorsunuz. Bu yasaya karşı ne yapmalıyız? Örgütlü olmalıyız.”
Gazeteci İsmail Arı: “Dezenformasyon yasası çıktığından beri dört soruşturma geçirdim. Soruşturmada Dezenformasyon diyebileceğimiz hiçbir cümle yok. Haber yayımlandıktan sonra başınıza üç şey gelebilir; ya soruşturma açılır ya eviniz basılır ya da haberinize yayın yasağı gelir.”
Gazeteci Hazal Güven: “Ne yapmalı sorusuna verilecek yanıt yan yana gelmek ve örgütlenmek. Hepimizin yaşadıklarını tek bir potada eritmek; gazetecilerin, halkın yaşadıklarını gündeme getirmek, yan yana gelmenin, mücadele etmenin bir yolu.”
Gazeteci Kıvanç El: “Sansür Yasası geldi her şey bitti gibi bir durum yok. Bu yasadan önce de benzer uygulamalar yapılıyordu. Ancak bir sitemimi belirteceğim. Sadece gazeteciler tepki gösteriyor. Bu hepimizin, toplumun problemi. Maalesef toplumsallaştıramadık.”
Sinan Aygül (@sinanaygul): “Bu yasayla sadece basına baskı yapılmıyor. Herkes için geçerli bir yasa. Yasa uygulanmıyor deniliyor ancak uygulanıyor. Amaç toplumu susturmaktı. Halkı susturdular işte. Gazetecilerin bu yasa nedeniyle oto sansür yapıp yapmadığını bilmiyoruz.”
Gazeteci Ruşen Takva (@RusenTakva): “Emniyetin, adliyelerin en iyi müşterisi haline geldik. Haberi yazarken yanında ifademizi de hazır ediyoruz. Her hafta kendimizin haber konusu olmasından, bizi bu hâle soktuklarından, yaşadıklarımızı anlatmaktan utanır olduk.”
Gazeteci Canan Kaya: “Burada asıl amaç doğrudan geleneksel medya değil; kontrol altına alınmak istenen asıl mecra yeni medya. Burada susturulmak.”
İletişim Emekçileri Dayanışma Ağı Avukatı Nilda Baltalı: “Basın emekçilerine karşı halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama, hakaret gibi suçlardan başlatılan soruşturmaları nasıl uygulatmama irademiz varsa bu suçu da uygulatmayacağız!”
‘Sansür ve baskıyı biz durdururuz’
Yapılan açıklamada, “PE İletişim Emekçileri Dayanışma Ağı olarak, sohbet odasında ‘Dezenformasyon Yasasıyla Basına Baskı’ başlığıyla bir araya geldik. Geçtiğimiz bu zorlu süreçte yan yana gelerek mücadele etmenin önemini ve gerekliliğini vurguladık. Sansür ve baskıyı biz durdururuz!” denildi.
PE İletişim Emekçileri Dayanışma Ağı olarak, sohbet odasında 'Dezenformasyon Yasasıyla Basına Baskı' başlığıyla bir araya geldik. Geçtiğimiz bu zorlu süreçte yan yana gelerek mücadele etmenin önemini ve gerekliliğini vurguladık. Sansür ve baskıyı biz durdururuz!@pensendeyiz pic.twitter.com/JDzvcmhQhf
— İletişim Emekçileri Dayanışma Ağı (@iletisimemekagi) November 9, 2023