Burger King Denizli Çınar Şubesi’nde çalışan işçilerin tazminat, prim ve fazla mesai ücretleri ödenmiyor.
Burger King şubelerinden Patronların Ensesindeyiz Ağı’na daha önce de benzer durumlardan kaynaklı işçi ihbarları gelmişti. İşçiler, işyerinde yaşadıkları kötü çalışma koşullarına, hak gasplarına ve mobbinge karşı Burger King İşçileri Dayanışma Ağı’nı kurarak mücadele etmişti. Benzer durumlar bu defa Denizli Çınar Şubesi’nde yaşanıyor. Denizli’den PE Ağı’na ulaşarak şikayetlerini dile getiren işçi yaşadığı hak gasplarını ve mobbingi anlattı.
Daha önce birkaç kez Patronların Ensesindeyiz Ağı’na ulaşan şikayetlerle gündeme gelen Burger King’de kötü çalışma koşulları, hak gaspları ve mobbing yeniden gündemde. Denizli’den ağımıza ulaşarak şikayetlerini dile getiren işçi arkadaşımıza ulaştık ve yaşadıkları sorunları dinledik.
Merhaba, öncelikle kendinizi biraz tanıtır mısınız?
Ben 13 yaşından beri lokantalarda çalışan bir mutfak emekçisiyim, aşçıyım. Sektörümüz biraz nankördür ve ülkemizde hayat şartları da giderek ağırlaştığı için zaman içinde fast food restoranlarda çalışır olduk. Son 5 yıldır da Burger King’in Denizli Çınar Şubesi’nde çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü yakın zamanda işten haklı fesih yoluyla ayrıldım. Ayrılmadan önceki son görevim uzunca bir süredir müdür yardımcılığıydı.
Neden işten ayrıldınız? Bizimle biraz paylaşır mısınız?
İşin aslına bakarsanız Burger King’de çalışmaya başlamamın hemen başında orada çalışmayı sürdüremeyeceğimi düşündüm ve ayrılmak istedim. Ancak hayat şartları, kredi borçları, bakmakla yükümlü olduğum bir ailemin oluşu bunu engelledi. Zamanla da insan birlikte çalıştığı mesai arkadaşlarına sarılıyor, güzel dostluklar gelişiyor ve katlanmayı öğreniyorsunuz. Elbette daha iyi şartlarda bir iş bulamamak da bunda etkili oldu. Ama ancak 5 yıl dayanabildim ve en sonunda haklı fesih hakkımı kullanarak işi bıraktım.
Haklı fesih yaptığınıza göre yasal haklarınızı almış olmalısınız, aldınız mı?
Hayır alamadım. Tazminat ve birikmiş prim borçlarımı, izin ücretlerimi ödemediler. Fazla mesai ücreti uygulaması zaten yoktu. Ben de konuyu mahkemeye taşıdım. Avukatım mahkemenin bizi haklı bulduğunu ve bir arabulucu tayin ettiğini söyledi, şimdi arabulucu için gün bekliyoruz.
Ancak 5 yıl dayanabildim dediniz, ne tür sorunlar sizin bu kararı almanıza neden oldu?
Gerek iş kanunları açısından gerekse şirketin kendi iç yönetmeliklerini uygulamayla ilgili olarak son dönemde yoğunlaşan bir kuralsızlık söz konusu. Bunun için de yöneticiler personel içinde kendi ispiyoncusunu kullanıyor diyebiliriz.
Aslında bizim sektörümüzdeki en ciddi sorunların başında baskı altında çalışmak ve mobbinge maruz kalmak var. Şubelerdeki çalışmanın merkezinde şube yöneticisi duruyor. Şubenin yöneticisi de genellikle kendine yakın veya akrabası, tanıdığı işçilerle bir ispiyonlama ve baskı kurma örgütlenmesi kuruyor. Kendi adamı olarak görülen çalışanlar birçok konuda avantajlara sahip olabiliyor. Vardiyalarda adil davranılmadığında, müdürler kendi ispiyoncularını kayırdığında ise geriye kalan personelin şartları olumsuz etkileniyor. Buna örnek verecek olursak kapanış vardiyasında çalışan bir personel, şubeye sevkiyat kapanış sonrası yapıldığından, sevkiyatı gece 3’te bitiriyor ve evine gidiyor ama ertesi gün sabah vardiyasına yazılmış oluyor. Veya izin alma, mola verme gibi konularda onlara göz yumuluyor. Örneğin benim vardiyamda müdürün yakın akrabası ve ispiyoncusu olan bir çalışan haftanın birçok günü müdürün odasında 2 saati bulan sürelerde kalıp iş yapmak yerine sohbet edebiliyordu. Böylece diğer elemanların üzerinde bir baskı kurup onları daha yoğun ve istedikleri gibi çalıştırıyorlar. Bunun hem insani açıdan hem de çalışma ilkeleri açısından olumsuz sonuçları oluyor.
Çalıştığınız şubede şahit olduğunuz mobbinge örnek verebilir misiniz?
Yönetici pozisyonundaki arkadaşların personel üzerindeki baskısı bağırma, zorlama hatta itip kakmaya kadar varabiliyor. Bir defasında şubemize destek olarak geçici gelen başka bir şube çalışanının böyle bir duruma maruz kaldığına şahit oldum. Tek suçu arkasından seslenen müdürün ne dediğini anlamamak olan arkadaşımız yönetici ve onun elemanı tarafından itilip kakıldı ve tişörtü yırtıldı. Hatta bu olay kameraların önünde gerçekleşti. Kaydı da vardı. Biz arkadaşımıza şirket bünyesinde şikayetçi olması için destek olduk. Ancak müdür bu arkadaşımızı bir şekilde ikna etti, şikayetinden vazgeçirdi ve şubeden de sürüldü.
Bir kuralsızlık halinden bahsettiniz, oysaki dışarıdan bakıldığında Burger King kurumsal bir görüntü veriyor. Burger King’in kuralları, sıra çalışanların haklarına geldiğinde işlemiyor mu?
Kuralsızlık sadece çalışanlara yönelik değil ki. Örneğin son kullanma tarihleri geçmiş ürünlerin kullanımı buna bir örnek. Bizim şubemizde benim tanık olduğum bir sürü böyle örnek var. Mesela s.k.t. si geçmiş ekmeklerin ambalajlarını değiştirip kullanmak gibi.
Peki bu tür insan sağlığını hiçe sayan durumlar veya çalışanlara yönelik hukuksuz davranışlara karşı şirketin içinde denetim mekanizmaları ya da şikâyet mercileri var mı?
Biz bu tür durumlara çoğunlukla ses çıkaramıyoruz, dolayısıyla şikâyet merciimiz var demek doğru olmaz. Doğru olmaz çünkü şikâyet mercii çözüm üreten bir merci değil. Bizim şubemiz Tab Gıda firmasına aitti. Şubedeki usulsüzlükleri Tab Gıda’ya şikâyet ettiğimizde ilk yapılan işlem şubedeki çalışanları suçlu gibi sorguya almak. Ardından da iş şartları daha çok ağırlaşır ve üzerimizdeki baskı artar. Bu nedenle de çalışanlar şikâyet yoluna pek başvuramaz. Şikâyet edenin zararlı ve suçlu çıkarıldığı bir yerde bunun bir anlamı yok.
Anlattıklarınız ve öncesinde de çokça duyduğumuz şey yöneticilerin bizzat mobbing uygulayıcısı olması, ancak sizin pozisyonunuz da bir nevi yöneticilik, sizin açınızdan bu durum bir avantaj sağlıyor muydu?
Benim pozisyonumda olup avantaj sağlayanlar olabiliyor. Buna avantaj derseniz tabi. Ben çıraklıktan, mutfakta yetişmiş biri olduğum için pozisyonum yükselse de aynı şekilde davranmamaya, adil olmaya çalışan biriyim. Ancak bunlar baskıdan kurtarmıyor. Aksine daha da fazla baskıya maruz kalabiliyoruz.
Yöneticiler şube performansını yüksek tutmak ve maliyetleri düşürmek için insani değerleri bile hiçe sayabiliyor. Benim küçük bir bebeğim var ve bir defasında gece rahatsızlandığı için acilen hastaneye gitmek durumunda kalmıştık. Durumu iyi değildi ve işlemleri sabaha kadar sürdü. Ben gece yöneticiye sabah gelemeyeceğimi haber verdiğim halde, sabah işe gitmem için zorlandım. Hiç uyumadan sabah işe gitmek durumunda kaldım. Ancak yarım saat kadar çalıştıktan sonra, “tamam, sen evine git” dediler. Yani kendilerini yasaların üzerinde görecek kadar yetkililer aynı zamanda.
Neden yöneticiler bu kadar acımasız peki, bunun nedeni sizce nedir?
İşin aslına bakarsanız şubelerdeki bu baskının nedeni sadece müdürlerin kötü insanlar olmalarıyla ilgili değil. Bunun asıl nedeni tamamıyla şirketin kurmuş olduğu çalışma sistemiyle ilgili. Şubelerin günlük yapmaları gereken bir iş kapasitesi var, yoğun aksiyonlu işler. Satışın yüksek ama maliyetin düşük olması gerekiyor. Performans sistemi yöneticilerin de personelin de aynı sistem içinde insani sınırlarını zorlayarak çalışmasını zorunlu kılıyor. Diğer yandan şube yöneticilerinin bu sistemin uygulanmasında önemli bir yeri olduğu için, personele yüksek performans sağlanması için baskı yapılıyor. Yöneticiler maliyeti düşük kârı yüksek tutabilmek için daha az personelle daha çok iş çıkartmak için uğraşıyor. Örneğin benim çalıştığım şubede 14 personel çalışması gerektiği firmanın kendi prosedürlerinde yazıldığı halde 9 personelle vardiya dönüyordu. Yaz günü klimaları çalıştırmayıp elektrik maliyeti düşürülüyor. Fazla çalışmaya kalan personel hiç dinlenme arası vermeden devam edebiliyor ve tabii müdürler şube performansı yükseldiğinde prim alıyorlar.
Peki son olarak Burger King’de çalışmaya devam eden arkadaşlarınız için neler söylemek istersiniz?
Ben yasal haklarımı mahkeme yoluyla alacağım. Burger King’de haksızlık, hak gaspı, mobbing devam edecek. Benim ayrılmamdan sonra benzer nedenlerle iki arkadaşım daha ayrıldılar ve onlar da haklarını alabilmek için hukuka başvuracaklar. Halen çalışmaya devam eden arkadaşlarımın da bu konulardan oldukça şikayetçi olduklarını biliyorum. Arkadaşlarıma korkmamalarını ve haksızlıkları dile getirmelerini söylemek istiyorum. Ben sosyal medyadan platformunuzu öğrendim ve bunların bilinmesi gerektiğini düşündüğüm için anlattım. Sizlere teşekkür ederim.