AKP iktidarının çabalarıyla, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yıllar içerisinde giderek sönükleştirilirken, çocuklarımızın bayramının üstüne bu yıl bir de virüs salgınının gölgesi düştü. Biz emekten, bilimden ve aydınlıktan yana eğitim emekçileri olarak çocuklarımıza sözümüz var: Ne virüse ne AKP karanlığına ne de bu düzene boyun eğeceğiz. Çocuklarımızın güzel geleceği için bu düzeni değiştireceğiz.
TBMM’nin açıldığı gün olan 23 Nisan 1920, halkın egemenliği adına Osmanlı saltanatına karşı vurulan büyük bir darbedir. Sarayın karanlığına karşı halkın egemenliğine inanan, emekçi çocuklarının parasız, bilimsel ve laik bir eğitim almaları için mücadele eden biz eğitim emekçileri, ülkemiz açısından tarihsel bir ilerleme anlamına gelen 23 Nisan’ı selamlıyoruz. Virüs salgını nedeniyle evlerine kapanmak zorunda kalmış, kısa zamanda okullarımızda buluşmak için özlem duyduğumuz çocuklarımızın bayramını coşkuyla kutluyoruz.
Çocuklarımız bugün, akıl dışı bir düzen olduğu bir kez de virüs salgınıyla tescillenmiş olan kapitalizmin, gericiliği ve piyasacılığıyla patronların hizmetindeki AKP’nin saldırısı altında.
Henüz bir ay önce açıklanan TÜİK’in Çocuk İşgücü Araştırması’na göre, Türkiye’de 5-17 yaş grubunda çalışan çocuk sayısı 720 bini buluyor. Bu çocuklarımızın üçte birinden fazlası ailelerinin ekonomik faaliyetine yardımcı olmak ve yaklaşık %23’ü ailelerinin gelirine katkıda bulunmak için çalışıyor. Çalışan çocuklarımızın yaklaşık % 35’i ise eğitime devam edemiyor. Bunlar elbette sadece kayıtlara geçen oranlar.
Patronların aç gözlülüğü, AKP’nin onlara hizmette kusur etmemesiyle halkımız giderek yoksullaşırken, eğitim paralı hale geliyor, emekçi halkın çocuklarının eğitim hakkı ortadan kayboluyor. Çocuklarımızdan onlarca farklı başlıkta istenen paralarla okullarımız ticarileştirilir ve eğitimde eşitsizlik derinleşirken, yaşanan tablo çocuklarımızı okullarından koparıyor. On binlerce çocuğumuz açık ortaokul ve liselerde örgün eğitimden uzaklaşıyor. AKP iktidarı farklı yollarla özel okulları teşvik ederken, devlet okulları yokluğa mahkum ediliyor, aileler eğitim için giderek daha fazla para harcamak zorunda kalıyor. Ülkemizde en yüksek gelirli grup ile en düşük gelir grubu arasındaki çocukların eğitimine yapılan harcamalar katlarla ifade ediliyor, eşitsizlik katmerleşiyor.
Bir taraftan da AKP son 10 yılda açtığı binlerce imam hatip okuluyla, zorunlusu, seçmelisi din dersleriyle, okul öncesinden başlayan din öğretimi dayatmalarıyla, sibyan mektepleriyle, müfredatlarıyla, ders kitaplarıyla yarattığı gericilikle çocuklarımızı karanlığa boğmaya çalışıyor. AKP’nin yıllardır 23 Nisan kutlamalarına yönelik sürdürdüğü saldırgan tavrın nedeni, Cumhuriyetin her türlü tarihsel kazanımına ve ilerlemeye karşı tahammülsüzlüğünden, Osmanlıya ve saraya duyduğu gerici özlemden kaynaklanmaktadır.
Emekten, bilimden ve aydınlıktan yana eğitim emekçileri olarak bizler çocuklarımızın bu akıl dışı, karanlık ve piyasacı düzenin kuşatmasına bir gün daha maruz kalmasına dahi tahammül edemiyoruz. Nazım’ın dile getirdiği ‘’Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan ekmek, gül ve hürriyet günleri’’ne en çok çocuklarımızın ihtiyaç duyduğunu biliyoruz.
Ve ne virüse ne AKP karanlığına ne de bu düzene boyun eğeceğiz. Bu karanlığın elinden çocuklarımızı alacağız. Çocuklarımızın 23 Nisan’ı gerçekten bayram gibi kutlayabileceği gelecek güzel günleri bu ülkenin tüm emekçileriyle birlikte çocuklarımıza armağan edeceğiz.
Biz bu düzeni değiştireceğiz!
Patronların Ensesindeyiz Öğretmen Dayanışma Ağı