23 Ocak 2025, Perşembe

İstanbul Belediye Emekçileri Dayanışma Ağı kuruldu

Artan hayat pahalılığı ve ekonomik krizin yarattığı derin yoksullaşmadan fazlasıyla payını alan belediye emekçileri iktidar ya da muhalefet partisi olsun fark etmeksizin neredeyse çalıştıkları her yerde görmezden geliniyor, talepleri karşılanmıyor.

Belediye iş kolunda sendikalı işçi sayısının yüksek olmasına karşın, mevcut sendikalar da bu tabloda yeterince etkili mücadele etmemekle eleştiriliyor.

Patronların Ensesindeyiz/İstanbul Belediye Emekçileri Dayanışma Ağı, bu koşullar altında belediye işçilerinin yan yana gelmesiyle yola çıktı.

‘Düzen partileri işçi düşmanlığında aynı cephede’

İstanbul Büyükşehir, Avcılar, Şişli, Bakırköy, Beşiktaş, Kadıköy, Bayrampaşa, Ataşehir, Kartal, Maltepe belediyeleri ve çeşitli İBB iştiraklerinde çalışan emekçiler Dayanışma Ağı’nın kuruluş toplantısında buluştu.

Toplantının açılış konuşmasını Patronların Ensesindeyiz adına Eren Mestan yaptı.

Belediyelerin görev tanımlarının aksine bugün kamunun değil, sermayenin çıkarlarını öncelediğini söyleyen Mestan, bu anlayışın belediyelerde çalışan yüzbinlerce emekçi için hak gaspı, sefalet ücretleri ve kötü çalışma koşulları anlamına geldiğini söyledi. Farklı siyasi partilerin yönettiği belediyelerden işçilerin toplantıda buluştuğunu söyleyen Mestan, bunun düzenin iktidarıyla muhalefetiyle işçi düşmanlığında aynı noktada durduklarını göstermesi açısından dikkat çekici olduğunu söyledi.

‘Dayanışma ağı bu iş kolunda büyük bir boşluğu dolduracak’

Açılış konuşmasının ardından sözü TKP Merkez Komite üyesi Alpaslan Savaş aldı ve şöyle konuştu:

‘‘Belediyelerde sorunlar katmanlı bir düğüm halini aldı. Sendikalı işçi oranlarının yüksek olmasına ve kent merkezlerinde çalışmaları sebebiyle iletişim açısından da bir miktar imkanlara sahip olmalarına rağmen belediye işçileri, sorunlarına karşı tepki gösterdiklerinde anlaşılamamak, derdini ifade edecek bir zemin bulamamak gibi önemli bir sorunla karşı karşıya.

Dayanışma ağı, sadece iletişim kurmak için değil, aynı zamanda işçilerin dertlerini sağlıklı aktaracakları bir zemini sunmak açısından da önemli bir boşluğu dolduracak.’’ 

Esasında kamu kurumu niteliği taşıyan belediyelerin, hizmetlerin piyasalaştırılmasıyla beraber kamu işyerleri olmaktan çıktığını, belediye işçilerinin de özelleştirme saldırılarının ilk mağdurlarından olduğunu söyleyen Savaş’ın konuşmasında öne çıkanlar ise şöyle:

‘’Belediye işçileri uzun dönem sendikasız çalıştılar. Taşeron şirketlerinde sendikaların bile olmadığı dönem sonunda, 2018 yılında 696 sayılı KHK ile işçilerin ,’taşerondan kadroya geçiyoruz’ gibi bir seçim oyunuyla başka bir hak gaspları süreci başlatıldığı bir dönem başladı. Hatta sendikal hakların kadrolaşma bahanesiyle kısıtlandığı süreçte de işçiler Yüksek Hakem Kurulu sözleşmelerine, 4+4 zamlara mahkum edildi.

Sonrasında ise özgür toplu sözleşme sözlerinin söylendiği süreçte de sorunların büyüdüğüne tanık olduk, bu sefer de grevler sürecinin geldiğini gördük. O grevlerde sendikaların, belediyelerin tutumuna da yakından tanık olduk. Belediye çalışanlarıyla yurttaşların karşı karşıya getirildiği sürece tanık olmuş olduk. Dolayısıyla belediye emekçilerinin sorunları 90’lardan bugüne yaşanan büyük bir problemler silsilesini önümüze koyuyor.

Öncelikle bir tespit yapmamız gerekiyor, belediye işçileri muazzam bir yalnızlık içinde. Kendini anlatmak ve tepkilerini halka sağlıklı iletebilmek açısından büyük bir boşluk var. Belediye işçilerinin kendi aralarında da iletişiminin kesildiği bir konjonktürde dayanışma ağının yola çıkıyor olması başka bir anlam taşıyor.

Kurulduğu günden beri Madame Coco’dan, özel okul öğretmenlerine, yazılım emekçilerinden Akkuyu Nükleer Santrali’ne kadar kapsamlı bir ölçekte dayanışma ağlarını örgütleyen Patronların Ensesindeyiz, bugün belediye emekçileri dayanışma ağıyla önemli bir halkayı buraya ekliyor.

Aynı belediyelerde çalışan işçilerin ortak bir bilgiye sahip olmasını ve dolayısıyla farklı sendikalarda da örgütlü olsalar da, ortak bilgiye ulaşabildikleri bir zemini yaratmanın bu iş kolunda çok yönlü katkıları olacaktır.’’

Maaşlar asgari ücret seviyesinde

Buluşmanın ikinci bölümünde ise farklı belediyelerden emekçiler söz alarak işyerlerindeki sorunlarından bahsederken, aynı zamanda çözüme dair de karşılıklı fikir alış verişinde bulundular.

Avcılar Belediyesi emekçisi yemek paralarının günlük sadece 16 lira olduğunu aktarırken, Maltepe Belediyesi’nden temizlik emekçisi ise sendikaların da yaratılan tabloya ayak uydurmak dışında bir niyetlerinin olmadığını yaşadıkları deneyimler üzerinden gördüklerini söyledi. Sendikaların, belediyeleri yöneten siyasi partilere göre pozisyon aldıkları konusunda herkes hemfikir. Bu açıdan da belediyelerin yönetimine göre pozisyon almayan, hak arama temelli bir mücadele zeminin önemi toplantıda üstüne konuşulan konulardan biriydi.

‘İhtiyacımız olan mücadele’

Bir belediye emekçisi söz alarak dayanışma ağının belediye işçilerinin mücadelesinde ne anlam ifade ettiğini şu sözlerle aktardı:

“Şu anda belediyelerde toplu sözleşme süreçleri yürüyor. Belediye işçileri yine habersiz. Ne belediye ne sendika tarafından bu tip önemli süreçlerde muhatap alınıyorlar. Bunun gibi birçok önemli süreçte yaşadıklarımız bize gösteriyor ki Patronların Ensesindeyiz Belediye Emekçileri Dayanışma Ağı‘nın kurulması bizim uzun süredir çıkaramadığımız sesi çıkarmak açısından çok önemli. Sendikaların yapmaktan türlü gerekçelerle geri durduğu bir çok hak arama mücadelesini dayanışma ağı sayesinde yapabiliriz. Buna kuvvetimiz var. Herkese geldiği için kendi adıma teşekkür ediyorum, tam da böyle bir şeye ihtiyacımız vardı.”

Farklı kentlerden destek mesajları

Toplantıya ülkenin farklı kentlerinde hakları ve daha iyi çalışma koşulları için mücadele eden belediye işçilerinden de destek mesajları geldi.

Çankaya Belediyesi işçileri yolladıkları mesajda “Yola çıkan PE İstanbul Belediye Emekçileri Dayanışma Ağı’nın haklı mücadelesine yanındayız” derken, Muğla Belediyesi işçileri de “Taleplerimiz için ortak bir irade gösterdiğimizde sonuç almak daha kolay. Mücadelenizde şimdiden yanınızdayız. Yaşasın işçilerin birliği ve dayanışması!” dediler.

‘Birlikte çözüm arayacağız’

Buluşmanın son bölümünde ise; eşit işe eşit ücret talebinden, asgari ücret dayatmasına karşı mücadeleye kadar birçok başlığı kapsayan kapsamlı bir sonuç bildirisi paylaşıldı. Birlikte hareket etme ve daha örgülü davranmanın tüm sorunların çözümü açısından önemli olduğunun vurgulandığı metin ise şöyle:

İstanbul’un belediyelerinde çalışan emekçiler olarak bir araya geldik. Farklı belediyelerde yaşadığımız sorunları hep birlikte değerlendirip çözüm yollarını konuştuk.

Sonuç olarak ilan ediyoruz:

“Geçinemiyoruz. İnsanca koşullarda çalışıp insanca yaşamak istiyoruz. Artan hayat pahalılığı koşullarında yoksulluk sınırının dahi altında ücretlerle çalıştırılmayı reddediyoruz.

Aynı belediyelerde, aynı bölümlerde çalışan işçilerin kadrolu – Belediye taşeronu işçisi biçiminde ayrılarak farklı ücretler verilmesini reddediyoruz. Eşit işe eşit ücret talep ediyoruz.

Sendikaların işçileri dahil etmediği toplu iş sözleşmesi süreçlerini kabul etmiyoruz.

Bir yıl sonra eriyen toplu iş sözleşmelere mahkûm ediliyoruz. Yıllarca süren yetki davalarında patronların insafına terk ediliyoruz.

Bulunduğumuz sendikalar farklı, işkollarımız farklı, ancak benzer sorunlar yaşıyoruz. Farklı belediyelerde çalışan arkadaşlarımızın sendikaları aynı olsa bile birbirleriyle iletişimi yok. Belediyelerde haklarımızla ilgili gelişmelere dair bilgilendirilmiyoruz.

Belediye başkanlarının, belediye yöneticilerinin siyasi ve maddi çıkar uğruna yaşadıkları gerilimler arasında bırakılıyoruz. Çalışanların hangi belediye başkanı ya da hangi yönetici döneminde işe girdiği üzerinden sınıflandırılmasını kabul etmiyoruz.

Bu ve benzer sorunlara karşı mücadelemizi ortaklaştırmak, iletişimimizi güçlendirmek, dayanışmayı arttırmak için yola çıkıyoruz.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleriyle bağlı şirketlerde çalışan emekçiler olarak PE İstanbul Belediye Emekçileri Dayanışma Ağı’nı kurduk.

Dayanışma Ağı ile farklı belediyelerdeki arkadaşlarımızla iletişimde olup birbirimizin mücadelesine destek olacağız. Ortak sorunlarımıza birlikte çözüm arayacağız. Sözleşme, bordrolarımız, işyerindeki haklarımız, toplu sözleşme süreçlerimiz, taslaklarımız hakkında çok eksik olan bilgilerimizi tamamlayacağız. Eğitimler yapacağız. Kamuoyunda mücadelelerimizi duyuracak araçları oluşturacağız.

Farklı belediyelerde olsak da aynı sorunlara karşı mücadele ettiğimiz tüm emekçileri selamlıyoruz. Tüm belediye çalışanlarını bu haksızlıklara karşı mücadele etmek, hep birlikte dayanışmak için dayanışma ağımıza katılmaya çağırıyoruz.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz
Captcha verification failed!
Captcha kullanıcı puanı başarısız oldu. lütfen bizimle iletişime geçin!