“Örgütlü emek ve dayanışma için biraraya geliyoruz” diyen kültür sanat emekçileri dün gerçekleştirilen çevrimiçi toplantı ile Kadıköy’de de bir dayanışma ağı kurdu.
Müzik, tiyatro, sinema alanlarından sahne ve set emekçilerinin yanı sıra konservatuar öğrencilerinin de katıldığı toplantıda, salgın gündeminin ilk günlerinden bu yana yaşanan zorluklar ve kültür sanat alanındaki emek örgütlenmesinin olanak ve araçları tartışıldı. Sorunların salgın sürecinde başlamadığını, öncesindeki örgütsüzlük ve ertelemeler nedeniyle alanın emekçilerinin salgında çok daha fazla zarar gördüğünü belirten Kadıköy Kültür Sanat Emekçileri Dayanışma Ağı’nın açıklaması şu şekilde:
COVID gündeminin ilk günlerinden bu yana, bir yandan gündemi ve kültür sanat alanında olanları takip ediyoruz, bir yandan da sanat emeğinin örgütlülüğünü, hak gasplarının ve gördüğümüz zararın önlenmesi, telafi edilmesi için yapılabilecekleri tartışıyoruz. Salgın süreci boyunca alandaki emekçilerin az sayıda ama çok değerli dayanışma örneğine ve direniş çabalarına rağmen, örgütsüzlüğümüz ve hareket edemeyişimiz nedeniyle salgında beklenenden çok daha ağır zararlar gördük. Şimdi yaşamakta, en temel insani ihtiyaçlarımızı karşılamakta güçlük çekiyoruz.
Bu süreçten çıkardığımız sonuçlar artık çok net:
- Emekçilerin doğrudan etkin olmadığı bir emek mücadelesinin bu düzen karşısında güç biriktirmesi mümkün değildir. Emekçiler kendi haklarına ve yaşamlarına birlikte sahip çıkmalıdır.
- Emekçilerin hakları ve mücadelesi koşullara bağlanıp ertelenemez. Kültür sanat alanında da emek mücadelesi devlet teşvikine, kültür politikalarına, sektörün gelişmesine veya üretimin durmamasına bağlı değildir.
- Dayanışma, zenginin fakire verdiği sadaka değil, emekçilerin eşit koşullarda el ele verdikleri, sorunlarına birlikte çözüm aradıkları bir kültürdür ve örgütlülükle kalıcılaşır.
- Genellikle kayıt dışı çalıştırılan kültür sanat emekçileri, salgın süresince dağıtılan ücret destekleri için bile varlıklarını ispat edemediler.
- Kültür sanat alanının emekçileri bu düzen tarafından parçalanmıştır. Sadece müzisyenler, tiyatrocular, plastikçiler, edebiyatçılar… değil; ödenekli-ödeneksiz, kadrolu-sözleşmeli, okullu-alaylı birbirine düşürülmüştür.
- Kültür sanat alanında emekçilerin talep ve mücadelelerinin gerçekçi olmadığı sürekli tekrar edilmekte, “emekçi” kimliği hor görülmekte, hakkını aramak nankörlük sayılmaktadır.
Bunları kabul etmiyoruz!
Biz kültür sanat emekçileri, kurtarıcı beklemiyoruz. Birbirimize ve haklarımıza sahip çıkmak için biraradayız.
Gönüllü çalışmaya, kayıtsızlığa ve güvencesizliğe, tanımsızlığa ve keyfi koşullara, sendikasızlığa, alandaki her tür mesleki/insani hak gaspına ve işsizliğe karşı birlikte mücadele edeceğiz.
Kültür sanat alanında yoksullaşmanın ve yalnızlaşmanın etkisini bozacak bir emekçi dayanışmasını adım adım kuracağız.
Bestelemek, yazmak, oynamak, çalmak, kurgulamak için, insanca bir yaşam istiyoruz.
Sadece salgında değil, krizin derinleştiği, insanlık dışı her şeyin normalleştirildiği bu düzende dayanışmayı ve mücadeleyi büyütmek için, tüm kültür sanat emekçilerini örgütlenmeye davet ediyoruz.
PE Kadıköy Kültür Sanat Emekçileri Dayanışma Ağı