Salgın koşullarında banka emekçilerinin önemli kısmı şubelerde riskli koşullarda çalıştırıldı. “Daha şanslı” diye adlandırılan diğer emekçiler ise evden çalışmaya başladı ama fazla mesai, baskı ve mobbinge maruz kalmaktan kurtulamadı.
Bu çalışma koşulları bile patronları tatmin etmeyince banka emekçilerinin yıllık izinlerine göz diktiler. Nisan ayının sonuna doğru özel bankalar çalışanlarını zorunlu olarak yıllık izin kullandırmaya zorlarken kamu bankalarından da benzer adımlar gelmeye başladı. Vakıf Katılım Bankası’ında alınan zorunlu yıllık izin kullandırılması kararı insan kaynakları tarafından duyurulurken, kararın gerekçesi “çalışanların önemsenmesi” olarak ifade edildi.
Vakıf Katılım’da çalışan bir emekçi yıllık izin dayatmasını Banka Emekçileri Dayanışma Ağı’na şöyle anlattı: “18 Haziran günü Vakıf Katılım bankasının yönetim kurulunun aldığı karara göre yüksek tempoyla çalıştığımız bu günlerde bizleri düşünüp tatili çıkmamızı talep ediyorlardı. Mailin devamında 10 günden fazla yıllık izni olan çalışanların 10 gün, az olanların ise mevcut izinlerinin tamamını kullanmalarını rica ediyorlarmış. Ayrıca yıllık izin kullanmak istemeyenlere ise 30 Haziran 2020 ile 30 Eylül 2020 tarihleri arasında, rastgele yıllık izne çıkartacaklarını belirtiyorlar. Banka yönetimlerini arka bahçelerine çeviren, emekçilerden çaldıkları paraları patronlara “helal” ve düşük faizle veren bu sistem, gözleri elimizde kalan son hakları da gasp etmekte.”
Banka Emekçileri Dayanışma Ağı olarak bütün banka emekçilerini birlikte mücadele etmeye, haksızlıklara karşı sesimizi yükseltmeye ve örgütlenmeye davet ediyoruz.
