İzmir’de kurulu TR İnter fabrikasının işçileri, 2,5 aydır ödenmeyen ücretleri ve diğer hakları için geçen hafta işi durdurmuş ve fabrika önünde direnişe başlamıştı. Üniteks’in fasonu olarak çalışan TR İnter firması, Zara, Bershka, Esprit, Mango, H&M gibi küresel tekstil firmaları için üretim yapıyor. Hem direniş, hem de fabrikayla görüşmeler devam ederken, dün bir basın açıklaması yayımlayan Üniteks, konuyla ilgili sorumluluğu olmadığını iddia etti. Açıklamada, Üniteks’in TR İnter’e tüm faturalarının karşılığını zamanında ve tam olarak ödediği, hatta yüklü miktarda avans ödeyerek işçi maaşlarının ödenmesini sağlamaya çalıştığı belirtildi, Üniteks’e ve işçilere borcu olanın TR İnter olduğunun altı çizildi.
Bu açıklamayla Üniteks, işçilere karşı bir sorumluluğu olmadığını iddia etmekte, topu tamamen TR İnter’e atmaktadır.
Oysa işin aslı böyle değil.
Üniteks işçi alacaklarından sorumludur.
Üniteks ile TR İnter arasındaki ilişkilerdeki aksamalar, ana tedarikçi – fason üretici ilişkisinin düzgün kurulamamış olması, işçilerin 2,5 aydır ücret alamıyor oldukları gerçeğini değiştirmiyor. Sabahlamalı çalışmalar, baskı, tuvalet kapılarının kilitlenmesi, molaların kullandırılmaması, çift bordro uygulaması gibi uygunsuzların yaşandığı gerçeğini değiştirmediği gibi. Üstelik işçiler, TR İnter, Üniteks’le çalışmaya başladıktan sonra koşulların bu denli kötüleştiğini ifade ediyor. Dolayısıyla aralarındaki ilişkinin niteliği, işçi alacaklarından doğan sorumluluğu ortadan kaldırmıyor.
Üniteks’in müşterileri büyük, küresel firmalar. Her birinin sözde “davranış kuralları”, “etik ilkeleri” var. Sosyal uygunluk konusunda yazıp çiziyorlar. Kamuoyu nezdindeki prestijleri, yaptıkları çerçeve anlaşmalarla, açıkladıkları davranış kurallarıyla yakından ilişkili.
Üniteks’in ve TR İnter’in üretim yaptığı Zara ve Bershka, sosyal sorumluluk konusunda iddialı olan Inditex bünyesindeki markalardır. Inditex’in yayınladığı davranış kurallarının 10uncu maddesi, üreticiler ve tedarikçilerin, Inditex’in yazılı onayı olmadan üretimi üçüncü taraflara veremeyeceğini belirtiyor ve işi fasona verenlerin, bu davranış kurallarının üçüncü taraflar ve onların işçilerine uygulanmasından sorumlu olduğunu hükme bağlıyor. Adı geçen davranış kuralları, yalnızca ödemelerin zamanında ve doğru yapılmasını değil, aynı zamanda çalışma saatlerini, zorla çalıştırma yapılmamasını, aşırı fazla mesaileri, sigortaların gerçek ücret üzerinden yatırılması gibi başlıkları da kapsıyor.
Üniteks’in bir başka müşterisi olan Esprit’in davranış kurallarında ise tüm fasonların onaylı olması gerektiği ve çalışma standartlarının tedarik zincirinin tamamında geçerli olduğu vurgusu yapılıyor.
Tekstil çok uzun ve karmaşık bir tedarik zincirine sahip olduğu ve kimi durumda uzun fason zincirinin son halkası ev işçiliğine kadar uzandığı için, ortak sorumluluk ilkesi önem taşıyor. Pek çok durumda, ihracata yönelik üretim yapan ve sürekli denetim geçiren firmalar, kendi fabrikalarında kurallara uygun davranıp, üretimin önemli bölümünü kuralsızlığın kural haline geldiği fasonlara aktarıyorlar. Denetimler temiz çıkıyor, marka memnun, firma memnun!
Oysa resmin bir de diğer yüzü var. O resimde fasonlarda sigortasız, ücretleri zamanında ödenmeyen, aşırı fazla mesaiye zorlanan, tuvalete gidemeden, yemek yiyemeden çalışmak zorunda bırakılan işçiler bulunuyor. TR İnter, işte o resmin diğer yüzüdür.
Üniteks, imzaladığı davranış kuralları nedeniyle işçilere karşı sorumludur. Tıpkı aynı nedenle sorumlu olan markalar gibi. Eğer kamuoyuna açıklanan o davranış kuralları ve çerçeve anlaşmalar sadece vitrin değilse, Üniteks’in ve markaların sorumluluğunu yerine getirmesini ve işçilerin haklarının bir an önce ödenmesini bekliyoruz. Bu patron zincirinde kimse sorumluluktan kaçamaz.
Patronların Ensesindeyiz Dayanışma, Haberleşme ve Mücadele Ağı