Daha önce Patronların Ensesindeyiz dayanışma ağına ulaşan ve toplantılarını yapan Tozlu-Diesre işçileri, firmada kalan haklarını alabilmek için mücadele edeceklerini ilan ederek ilk eylemlerini, her Pazar günü direnişlerini sürdüren Makro işçileriyle birlikte yapma kararı aldı. Market ve giyim işçilerinin kendi pankartları ve ortak atılan sloganlarla Cumhuriyet Meydanından başlayan yürüyüşte işçiler dayanışma duygularını göstererek sık sık “Tozlu işçisi yalnız değildir”, “Makro işçisi yalnız değildir” sloganları attılar.
‘MAKRO VE TOZLU-DİERSE İŞÇİLERİ YALNIZ DEĞİLDİR’
Makro işçisi kadınların ellerinde boş tencerelerle katıldığı yürüyüşte, daha önce Tozlu patronu Hüseyin Tozlu’ya ait olan Julude adlı mağaza yakınında Tozlu- Diesre işçileri adına basın açıklaması yapıldı. Tozlu-Diesre işçilerinin talebiyle Patronların Ensesindeyiz dayanışma ağı adına konuşan Belma Nur Kartal, Samsun’da ilk kez market ve giyim işçilerinin omuz omuza gasp edilen hakları için yürüdüğünü belirterek, 5 ay önce Makro işçilerinin başlattığı direniş destanıyla Makro patronlarından hesap sorduğunu, bugün de Tozlu-Diesre işçilerinin gasp edilen hakları için bir araya geldiklerini belirtti.
Kartal, “Ne onurlu Makro işçileri ne de bugün ilk adımını atma cesaretini gösteren Tozlu-Diesre işçileri yalnızdır. Bugün artık Samsun’da 600’e ulaşan Makro mağduru işçiden Şeref Songör nasıl korkuyorsa, hak yemekten korkmayan Hüseyin Tozlu ve şoförü de 800 işçinin haklı sesinden korkacak. Hakları gasp edilen işçilerin bir araya gelmesi ancak işçileri sevindirir, ancak patronları korkutur. Dinden imandan söz edip Tozlu-Diesre işçilerinin hakkını yiyenlerin kursağında kalacak lokması… Çünkü kazanan işçiler olacak.” dedi.
“ALINTERİMİZİN PEŞİNDEYİZ, BİZİ MAĞDUR EDEN PATRONLARIN ENSESİNDEYİZ’
Tozlu-Diesre işçileri adına konuşan Semra Makal ise 800 işçisi olan şirketten önce kayyum, sonra da cezaevinden çıkan şirketin patronu Hüseyin Tozlu tarafından tazminatsız kapı önüne konulduklarını, günde 15 saat mesailerle çalıştırıldıkları Tozlu’dan çıkarılırken H. Tozlu tarafından hırsızlıkla suçlandıklarını belirterek “Emeğimizi, yıllarımızı verdiğimiz şirketin patronundan yaşadığımız mağduriyetle ilgili bir açıklama beklerken bir de vicdansızca hırsızlıkla suçlanmamızı affetmiyoruz. Bizi hırsızlıkla suçlayan bu şahsın, şirkete açıp kazandığımız tazminat davalarının üstüne yatmak için kendisine ait olan Julude ve Tozlu şirketini, şoförü Metin Bozkurt’un üstüne kaçırdığını biliyoruz. Yeter artık! Samsun halkı dinden, imandan bahsedip yüzlerce işçisinin alın terini gasp eden bu kişilerin gerçekte nasıl bir vicdansız olduğunu adaletin tecellisini bekleyip iki yıldır susan işçilerden öğrenecek.” dedi.
Makal, “Soruyoruz: Bir gün önce Hüseyin Tozlu’nun şoförü olan Metin Bozkurt nasıl çarşının göbeğinde bir mağazaya ve ülke çapında bir internet satışı olan şirkete sahip olabildi?” diyerek konuyla ilgili Valiliğe ve emniyete soruşturma başlatma çağrısında bulundu. “Alın terimizin peşindeyiz, bizi mağdur eden patronların ensesindeyiz. Bu dava para pul değil onur davasıdır. Samsun’da ve her yerde onuruna sahip çıkan tüm işçi kardeşlerimizi saygıyla selamlıyoruz.” diyerek Makro işçilerine de teşekkür etti.
‘BİZE DİYORLAR Kİ ‘İŞ BULUN’, İŞ VAR DA BİZ Mİ GİTMİYORUZ?’
Yürüyüş kolu daha sonra Barış Bulvarı’ndaki Makro Market önüne geldi. İşçi sözcülerinden Ahmet Özeken “Fakir olduğumuz için Pazar günleri sosyalleşemiyoruz, gezemiyoruz, çünkü paramız yok. Bakın arkadaş tencereye vuruyor, neden? Çünkü içine koyacak bir şey yok. Bize diyorlar ki ‘İş bulun’, iş var da biz mi gitmiyoruz? Sayın valim, en yetkili kişi sensin,makro mağdurları da burada, Tozlu mağdurları da. Görüyorsan yardım et, iş imkanı ver bize. Tazminat hakkımızı istiyoruz. Kimse rahatsız olmasın, hakkımızı sonuna kadar arayacağız.” dedi.
‘NEREDE BİR MAĞDUR İŞÇİ VARSA SONUNA KADAR BİRLİKTE DİRENECEĞİZ’
Sözcülerden Hasan Kaya da “Makro mal kaçırma aşamasında yakalandığı için dükkana kilidi vurdu, şu anda bütün malzemeler içeride, mal kaçırmaya fırsat vermiyoruz. 380 iken 600 mağdur işçi olduk, 800 işçisiyle Tozlu da eklenince 1400 mağdur işçi olduk. Bunların devamı gelecektir. Nerede bir mağdur varsa birlik beraberlik içinde haklı davamız için sonuna kadar direneceğiz. Biz burada hukuksuz bir şey yapmıyoruz, hakkımızı istiyoruz.
‘İŞÇİLERİN DE KONKORDATO İLAN EDİP BORÇLARINI ÖDEMEME HAKKI VAR MI?’
Tez Koop- Örgütlenme Sekreteri Çağdaş Duyar ise konkordato süreci hakkında bilgilendirme yaparak, bunu suiistimal eden firmaların olduğunu belirterek bu sürecin gerçek mağdurlarının bu firmalardan alacaklı olan, tazminat hakkı olan emekçiler olduğunu söyledi. “Borçlu şirketlerin konkordato hakkı var. Peki, hayatlarını idame ettirmek için elektrik, doğalgaz, su faturası ödemek zorunda olan işçilerin, bakkala, kasaba, manava borç yapan arkadaşların konkordato ilan edip borçlarını ödeme hakkı var mı?” diye soran Duyar sözlerine şöyle devam etti: “Son zamanlarda çıkan bütün yasalar emekçileri değil sermayeyi korumak için çıkartılıyor. O yüzden yeni yeni mağdurlar oluşuyor. Dün Makro marketti, bugün Tozlu, yarın başkaları olacak. Biz haklı davalarında bütün emekçilerin arkasındayız. Flormar’da, Cargill’de, Gripin’de direniş öyküleri yazılıyor. Türkiye’nin her yanında hakları için mücadele edenleri Makro ve Tozlu çalışanları adına selamlıyorum.” derken firmaya 10 yılını verdiğini söyleyen bir Makro işçisi de market giysilerini yere fırlatarak tepkisini gösterdi.