Esnaf kuryelik garabetiyle, taşeronlaşmayla patronların sırtında küfe olmaktan dahi çıkarıldılar. Hız baskısıyla, can güvenlikleri olmadan motor üstünde her gün kilometrelerce yol tepmek zorundalar. Asgari ücretin bile altında kalan paket ücretlere mahkum bırakılmaya çalışıldılar ama boyun eğmediler.
Kent merkezlerinde gerçekleştirdikleri kontak kapatma eylemleriyle 2022 yılına damgasını vuran motokuryelerle yaşadıkları zorlukları, 2023’e dair beklentilerini ve gelecek planlarını konuştuk.
Kendinizi tanıtır mısınız?
Yılmaz: İsmim Yılmaz. Ankara Esat Trendyol’da motokurye olarak çalışıyorum.
Eren: Ben de Eren, Yılmaz’la aynı yerde birlikte çalışıyoruz.
Yaşadığınız en can alıcı problem nedir?
Yılmaz: Öncelikle trafikte can güvenliğimiz yok.
Evet, tehlikeli bir iş yapıyorsunuz. Peki, aldığınız ücret buna değiyor mu? Çalışma saatleriniz nasıl?
Eren: Bize sözleşme ile “45 saat çalışmanız yeter” diyorlar ama masraf ve vergileri çıkardığında 45 saat çalışan bir kurye asgari ücret bile alamıyor.
Yaşadığınız diğer zorluklar nelerdir? Örnek verebilir misiniz?
Eren: Mesela geçenlerde kaza yaptım, paketi götürürken motorumun lastiği yarıldı. Paketi zar zor teslim etmeme rağmen firma bana ceza kesti. Üstelik bu işi yapmaya başladığımdan beri sosyal hayatım kalmadı, sürekli çalışıyorum. Diğer taraftan sürekli paket baskısı yaşıyoruz. Hedef paket sayısını tutturma baskısıyla sürekli kendimizi tehlikeye atıyoruz. Bir kaza geçirsen, hiçbir sosyal güvencen yok.
Yılmaz: Bize sürekli şu hatırlatılıyor, sırada bekleyen, bu işi yapmak isteyen binlerce insan var. Bu şekilde sürekli baskı altında çalışıyoruz. Bize ne olsa firmanın umurunda olmaz, nasılsa sırada bekleyenler var diye bakıyorlar.
Eren: Kaza geçirdiğimizde bile “kurye sözleşmesine aykırı davrandınız” diye bize ceza kesiyorlar. Giymek zorundasınız dedikleri kıyafetleri bize parayla satıyorlar. Bize “esnafsınız” diyorlar ama montu giymediğimizde para cezası kesiyorlar.
***
Okan 18 yaşında, işçi çocuğu bir esnaf kurye. Hayallerini çalanlara öfkeli ama umutsuz değil. Bir planımız var diyor. Bizi yok sayamayacaklar diyor. Motokuryeleri yeni yılda örgütlenmeye çağırıyor.
Bize kendini tanıtır mısın?
İsmim Okan Keleş. 18 yaşındayım. Dört yıldır motokuryelik yapıyorum. Çoğu genç gibi çalışmak zorundaydım, bu yüzden okulu bırakmak zorunda kaldım. Annem fabrika işçisi, babam yurt dışında inşaat işçisi. Geçinmekte zorlandığımız için pandemi döneminde motokuryeliğe başladım.
Motokuryelik yaparken ne tür sorunlarla karşılaşıyorsun?
Sincan gibi bir yerdeyiz sonuçta. Trafik özellikle bayağı sıkıntı. Trafikte biz yokmuşuz gibi davranılıyor. Önümüze kıranlar, haklıymış gibi üste çıkanlar… Hatta bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde alkollü bir sürücü bir arkadaşımıza vurdu ve çocuk hayatını kaybetti. Genelde oluyor zaten böyle şeyler.
Sürekli bu psikolojiyle yaşamak nasıl bir duygu? Hep ölümle yüz yüzesiniz.
Kötü bir duygu tabii. Evden çıkarken bile belki de bir daha dönemeyeceğiz diye bir duygu oluyor içimizde.
Yaşadığınız sıkıntılar nelerdir?
Müşteriye paketi veririm, dükkana gecikince patron bağırır çağırır; müşteriye geç kalırım, müşteri bağırır çağırır. Sürekli böyle bir döngü içindeyiz.
Yine aynı şekilde, özellikle küçük esnafta bazı kurallara uyulmuyor. Karlı havalarda, yağmurlu havalarda, motorla çıkmamamız gereken durumlarda patronlar paket atmak için zorluyorlar. Paketi atmazsan yerine başkası gelir, öyle bir baskı da var. “İster çalış ister çalışma, dışarıda çalışacak çok insan var” gibi söylemler oluyor.
Sence bu kadar rahat baskı kurabilmelerinin nedeni ne?
Genel olarak ücret düzeylerinin düşüklüğü, işsizlik oranının yüksek olması nedeniyle bu kadar rahat baskı kurabiliyorlar. İşsizliği bilerek yaratıyorlar.
Kaza yapmanız durumunda karşılaştığınız sorunlar neler?
Bir arkadaşım kaza yaptı. Ehliyeti yoktu, daha düşük ücretle çalıştırabilmek için işe almışlardı. Kaza yapar yapmaz patron gitti, kendi yapmış gibi gösterdi. Arkadaş da hastaneye gittiğinde iş kazası gibi değil de, “ayağı takıldı düştü” dediler. Öyle şeyler oluyor.
Patron hastane masraflarını karşıladı mı?
Patron herhangi bir hastane masrafını karşılamadığı gibi çocuğun arkasından konuşuyordu “Motorumu ne hâle getirdi!” diye.
Peki, çocuğa ne oldu?
Başka bir yerde işe devam etti. Bu durum Sincan’da çok yaygın. 10 kişiden 8’inin ehliyeti yok. Çünkü bizim istediğimiz ücretleri bize vermiyorlar, ehliyetsizleri çalıştırıyorlar daha düşük ücretlere.
Aslında bir yandan da bir çocuk işçiliği söz konusu burada sanırım. Kaç yaşında bu çocuklar?
15-16. Normalde 15-16 yaşında bir çocuğun okula gitmesi lazım.
Siz de sigortasız çalışıyorsunuz, değil mi?
Genelde öyle oluyor. Yani bir restoranda 3 tane kurye varsa sadece 1’inin sigortası oluyor. Sigortamız olmadığı için devlet hastanesine gitsek de ücretli, o yüzden hastaneye gitmiyorum.
Sosyal hayatın nasıl peki? Arkadaşlarınla mesela haftada bir plan yapıp görüşebiliyor musun?
Yapamıyorum ki, görüşemiyoruz. Herkes çalışıyor şu anda. Hatta izin kullanmak istediklerinde ben gidiyorum onların yerine, o yüzden hiç denk gelmiyoruz. (Gülüyor) Öyle şeyler de var. İzin kullanmak için yerine başkasını bulman lazım.
O izin olmuyor ama…
Tabii, çünkü bir kişi eksik olursa… Öyle olmuyor yani.
Peki, aranızda bu sorunları konuşmuyor musunuz?
Biz Sincan’da çok uğraştık da, ehliyetsiz arkadaşlar genelde memnun. Onlara aldıkları para fazlaymış gibi geliyor.
Kazancınız ne kadar?
Şu anda günlük 250 lira, 12 saat. Bu, şirket motoruyla çalışırsan. Kendi motorunla çalışırsan saatlik ücret var. Şu an piyasa sanırım 32+2,5 filan. Saatlik 32, paket başı 2,5 lira. 10 saat çalışırsan 320 yapıyor, 100 lira benzin gidiyor, 30 paket at, 75 lira; ortalama 275 lira gibi bir paraya geliyor. Patron hiçbir şeyine karışmıyor, tamamen motorun sahibi sorumlu. Gitmediğin gün para alamıyorsun. Hiç izinsiz 30 gün çalışsa 8.250 yapıyor.
Yani asgari ücretin de altında?
Ama biz yılbaşından sonra kendi fiyat tarifemizi belirleyeceğiz. Vermezlerse yine bütün Sincan kontak kapatır.
Zam dönemi yaklaşırken bir planınız var mı?
Bir planımız var. Sincan Motokuryeliler Derneği var. Şu anda ücretler konuşuluyor. Daha tam net değil ama istediğimiz fiyatı vermezlerse kendimiz çalışmıyoruz, başkasını da göndermiyoruz o restorana. Mecbur vermek zorunda kalıyorlar. Tüm Anadolu Motorlu Kuryeler Federasyonu’na bağlı. Federasyonun yöneticileri bazı gruplarda bizi esnaf odasına üye yapmaya çalışıyorlar. Esnaf kuryeler için bunu yapmaya çalışıyorlar. Birileri çalışmadan plaka üzerinden zenginlik sağlayacak taksi plakaları gibi, sömürü yani. Aynı taksiler gibi, motor plakasını alacaksın, ondan sonra işçi çalıştıracaksın. Kendin çalışmasan da olur. İşçiye belirli bir ücret vereceksin, plakayı kiralayacaksın. Tam bir rantçılık ama iyi bir şey zannediyorlar. Ama şunu iyi bilsinler, bizi yok sayamayacaklar.
Gelecekle ilgili planın ne? Ne düşünüyorsun?
Bir şey düşünmüyorum şu anda. Bir ev, bir araba almak bile lüks olduğu için, tek hedefim yaşamak şu an, hayatta kalmak. Bir aile kurmak istesem imkanı yok, planlasam bile sadece planda kalır. Çocukların okulu paralı, eğitim paralı, sağlık paralı, her şey paralı.
Peki, çocukluk hayalin neydi? Büyüyünce ne olmak isterdin?
Futbolcu olmak isterdim.
Yeni yıl için bir mesajın var mı okurlarımıza?
Yeni yılınızı kutlarım. Bu yeni yılda başımızdaki asalakları göndermek için örgütlenelim.