Ben İzmir Şenol Hukuk Bürosu’nun eski bir çalışanıyım. Ocak ayında başlayan çalışma sürecim Kasım ayında performans düşüklüğü gerekçesiyle, baskı altında imzam alınarak sonlandırıldı. Benimle birlikte 10 arkadaşım aynı şekilde işten çıkarıldı.
Beni çağırdıklarında önüme performans düşüklüğü ve İş Kanunu’nun 25/2 maddesi olan “iyi niyet ve ahlak kurallarına uymamaktan haklı fesih” gerekçesi koydular. Ama bunun öncesinde bir savunma yazmam gerektiğini ve buna göre karar vereceklerini söylediler. Savunmamı yazıp teslim ettikten iki dakika sonra içeri gelip bu saatten sonra benimle beraber devam edemeyeceklerini söylediler. Bende önüme konulan yazıyı okuyup eğer bunu imzalamazsam ne olur dediğimde işin uzayacağını ve bunu sadece prosedür olduğunu söylediler. Peki bu maddeden çıkarılırsam haklarımı alabilecek miyim dediğim de “tabii ki de her hakkınızı kullanabilirsiniz, talep edebilirsiniz. Fark ettiysen istifa imzalatmıyoruz, savunma ile birlikte fesih yapıyoruz” dediler.
Bende haklarımı alabileceğim düşüncesiyle imzaladım.
Şenol Hukuk Bürosu’nda işten çıkarma süreci şöyle ilerler: Biz icralık dosya takibi ve tahsilatı yaptığımız için her ay belli bir kota tutarımız vardır ve eğer o kota tahsili 3 ay üst üste tutmazsa performans düşüklüğünden istifaya zorlanırız. İstifa süreci de şu şekilde olur: Ayın on beşine doğru eğer kotayı tutturamama ihtimalimiz belli olursa önünüze istifa metni koyarlar, eğer imzalarsak bize 15 gün daha süre tanıdıklarını ve bu 15 günlük süre içinde verilen kotayı tutturabilme ihtimalimiz olduğunu söylerler. Eğer imzalamazsak iş sözleşmemiz hemen o gün feshedilir ve yine bizim hiçbir hakkımız verilmeden ofisten uzaklaştırılırız.
Benim işten çıkarılma sürecimden yaklaşık bir hafta önce yine 2 arkadaşımız insan kaynakları birimine çekilip istifa etmeleri konusunda baskı yapıldı ancak o 2 kişiden biri imzalamayıp ofisi terk etti ve noterden ihtar çekti. Diğer arkadaş ise istifa imzalamayacağını belirtip kendini evlilik sebebiyle çıkarmalarını istedi. Firma bunu kabul etti bu şartla o arkadaşımız işten çıkış için imza attı ancak işsizlik ödeneğine başvurduğunda kendisinin de haklı sebepten çıkarıldığı öğrendi.
Hiçbir hakkımızı alamadık. Bunun dışında hemen hemen hepimizin primleri firmada kaldı. Primlerin bordroya sadece %10’u yansıtılır ve kalanı her ayın on beşinde verilirdi. Son 2 aydır biz de primlerimizi alamadık ve işten çıkartıldığımız için de zaten primlerimiz firmada kaldı.
Bunun dışında yılını dolduranlara yıllık ücretli izin olarak sadece 5 gün hak tanıyorlar. Bunun sebebi de eğer haftalık verilen kotayı tahsil edebilirsek bize bir hafta boyunca 1 saat erken çıkış izni veriyorlardı. Tahsil edemeyenler ise yine aynı iş saatinden çalışmaya devam ediyorlar yani hiçbir zaman erken çıkış kazanmayan arkadaşlarımız da oldu.
Bunların dışında da bizlere geç kalmadan dolayı tutulan tutanaklara primlerimizin en az %30’u kesiliyordu. İşyerine girişte kart sistemi bulunmasına rağmen ofiste tekrar imza ile yoklama alınırdı ve işe giriş eğer 08.45 ise 08.46’da dahi imza atarsak kırmızı kalemle imza atılır ve bir ay içerisinde 4 kez kırmızı kalemle imza atılması durumunda tutanak imzalatılır ve eğer o ay prime hak kazandıysa primlerimizden %30 kesilirdi. Eğer 2 kere tutanak tutulursa bu oran %60 a yükselirdi. Bu şekilde birçoğumuzun primleri kesildi. Yoklama kâğıdında yanlış yere imza atmanın cezası yine tutanaktır. Ve yine aynı oranlarda prim kesintisidir. Ben bu zamana kadar işyerinden ayrılan kimsenin ihbar ve kıdem tazminatı alabildiğine şahit olmadım.
