Çalışanlara yönelik haksızlıklarıyla gündeme gelen Zara’da Nişantaşı mağazasında çalışanların giyinme odalarında bıraktıkları ayakkabılar yönetim tarafından çöpe atıldı. Ayakkabıların atılmasına iş sağlığı ve güvenliği gerekçe gösterildi.
Yaşadıklarını soL Haber’e aktaran işçiler kendilerine ayrılan giyinme odalarının oldukça dar ve temin edilen dolapların kıyafet koymak için bile yetersiz olduğunu söylerken ayakkabıların da bu dolaplarda muhafaza edilmesinin istendiğini ama bunun mümkün olmadığını anlattı. Yönetimin, kişisel eşyalarına dokunmalarının suç olduğunu ekleyen çalışanlar, şirketin yarattığı maddi ve manevi hasarın karşılanmasını talep etti.
Konuya dair bir açıklama yapan çalışanlar firmanın iş sağlığı ve güvenliği konusunda usulsüz davrandığını vurgularken çalışanların kişisel eşyaların çöpe atılmasının mobbing olduğunu söyledi.
Çalışanların yaptığı açıklamanın tamamı şöyle;
SUÇ İŞLİYORSUNUZ!
Giyinme odalarımızdan İş Sağlığı ve Güvenliği sebep gösterilerek ayakkabılarımız kaldırılmış ve ÇÖPE atılmıştır. Hiç bir sebeple kişisel eşyalarımıza dokunamaz veya zarar vermezsiniz. Yarattığınız maddi ve manevi zararı karşılamakla yükümlüsünüz!
Anlıyoruz ki sizin derdiniz işçinin sağlığı ve güvenliği değil!
Zorunlu verilen İş Sağlığı ve Güvenliği eğitiminde skandal itiraflarda bulunan iş yeri uzmanları, yapılan eğitimlerin şirketin verimliliğinin artması ve işin aksayıp, maddi zarara uğramamaları adına yapıldığını iletmiş ve bunu ‘Buz dağının arkasında yatan gerçek – İSG’nin görünmeyen tarafı’ olarak aktarmışlardı. Her defasında işçinin, şirketi dava edemeyeceğini anlatıp mobbingin kanıtlanamayacağını dile getiren şirket uzmanları bugün yaşanan olayın sebeplerini tüm çıplaklığıyla göz önüne sermiş oluyor.
Giyinme odaları çalışan sayıları göz önüne alınarak yeterli büyüklüğe ulaştırılmalı. Dolaplar kullanışlı hale getirilmelidir. Sorunun çözümü budur!
Çalışma ortamını iyileştirmek ve İSG kurallarına uygun hale getirmek zorundasınız! Bunun yerine, çalışanlarda baskı kurmayı, çeşitli usulsüzlüğü tercih ediyorsunuz.
Neredeyse her çalışanda oluşan bel fıtığı, varis, nasır vb. hastalıkları meslek hastalığı olarak kabul etmeyip bu hastalıkları oluşturan risk faktörlerini ortadan kaldırmıyorsunuz.
Yüksek risk barındıran elektrik panolarının tehlikeli olduğunu yazıyor ama her gün işçilerin atan şalterleri kaldırmasının bir görev olduğunu ve yapılmasının zorunlu olduğunu söylüyorsunuz.
İkiyüzlüsünüz!
Gözünü kar hırsı bürümüş patronları uyarıyoruz;
Korkun! Buradayız, Susmayacak ve Boyun Eğmeyeceğiz!